Seçimin en büyük kazananlarından birisi MHP. Kamuoyu şirketlerinin beklenilenin aksine iyi bir çıkış yaparak seçimi yüzde 10 gibi bir baremde tamamladı. 

Hiç şüphesiz ki 14 mayıs seçimlerinin en büyük kazananlarından birisi MHP. Kamuoyu araştırma şirketlerinin ortalama yüzde 7-8 oranında oy biçtiği MHP, beklenilenin aksine iyi bir çıkış yaparak seçimi yüzde 10 gibi bir baremde tamamladı. 

Ancak sizinde dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama ne MHP lideri Devlet Bahçeli ne de MHP kurmaylarının yüzleri hiç gülmüyor. Seçim sonuçlarının değerlendirildiği basın açıklamasını hepiniz izlemişsinizdir sanırım. Gerek Devlet Bahçeli, gerekse parti kurmaylarının hiçbirinin yüzünde sevinç emaresi göremedim. 
MHP, Ak Parti'ye uzun süredir destek veriyor. Bunun karşısında alabilecekken ne bir bakanlık ne de Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı gibi siyasi bir pozisyon aldı. Şimdiye kadar bunların hepsinden partisini uzak tuttu. Bu seçimlerde de MHP'ye bakanlık ve Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı teklifi gelmesine karşın, Bahçeli kabul etmemiş. MHP, İktidarın genel ve kritik politikalarına yön verirken, iktidarın hiç bir nimetinden faydalanmadı. Bazı siyasi çevreler MHP'nin bu tavrını, siyasi sorumluluk almak istememesine bağladılar. 

Yukarıda anlattıklarımız ışığında bu durum bir sürecin sonunda gelinen noktanın tezahüründen ibaret görünüyor. Bunun iki temel etkeni var. Birincisi 14 mayıs seçimi öncesi diğeri ise 14 mayıs seçimi sonrasını ilgilendiriyor. Seçim sürecini bir an gözünüzden geçirin. Milliyetçi duyguları hassas ve ön planda olan MHP, Türk kelimesine, Türk Bayrağına dahi tahammül edemeyem ve Hizbullah Terör Örgütü'nün siyasi uzantısı olan  HÜDA PAR ile el sıkışmak, onunla aynı kareye girmek, birlikte el kadırmak durumunda kaldı. İkincisi ise 14 mayıs seçimlerinden yüzde 5,2 gibi hatırı sayılır bir oy oranı ile çıkan Sinan Oğan faktörü. Hafızanızı az tazeleyin. Oğan, MHP'den hangi şartlarda ve nasıl kovulmuştu. Gün geldi Bahçeli, kovduğu bu kişi ile el kadırıp, aynı fotoğraf karesi içinde yer alıp, aynı odada karşılıklı oturmak zorunda kaldı. Birde olayın MHP Genel Başkanlık yönü var. Malum Bahçeli yaşlandı ve yakın bir süreçte milliyetçiler yeni genel başkanlarını belirleyecekler. Bu süreçte Sinan Oğan'ın MHP ile yolları keşir mi? bilinmez. Gelecek zamanda bunu hep birlikte göreceğiz.

Bu durum aslında MHP lideri Bahçeli açısından bir strateji olarak yürütülüyor. Milliyetçi kadrolar, öteden beri uyku zamanı geldiğinde çok güzel uykuya çekilirler. Ülkücü bürokrasi diyeceğimiz kadrolar zayıf olduklarını hissettikleri anda daha kuvvetli bir adım atmak için geri adım atmasını bilirler. Devlet Bahçeli bunun en mantıklı iş olduğunu düşündüğü için aslında şu an yaptığı tamda bu. MHP geçmiş dönemlerde de bunun pratiğini bir kaç defa yapmıştı. Bu uyku döneminden sonra şartların olgunlaşmasıyla tekrar görünür olan ülkücü kadroların ülkenin rotasını nasıl değiştirdiğini, en kritik pozisyonlarda nasıl etkili olduklarını çok kez görmüşüzdür. Tıpkı 2015 yılında yaşanan süreçte şahit olduğumuz gibi.