Sigara neredeyse tüm dünya ülkelerinde hastalıklara en çok neden olan madde olarak karşımıza çıkıyor. İnsanlar bu maddenin zararlarını bilmelerine rağmen sigarayı kullanmaya devam ediyorlar.
Peki sigarayı ilk içen kişi ya da toplum hangisi? Sorusuyla hiç karşı karşıya kaldınız mı. İşte sizler için bu sorunun detaylı bir araştırmasını yaptık. Keyifli ve sağlıklı okumalar...
Sigarayı kim buldu neden? İlk sigara nereden çıktı?
Sigara kullanımının tarihi, M.Ö. 3000’lere kadar uzanmaktadır. Mevcut bilgilere göre, bu dönemde Mısırlılar ve Güney Amerika’daki Maya Hintlileri, dini ve resmi törenlerde, büyü ve sihir amaçlı kurutulmuş bitkileri yakarak tütsü olarak kullanmışlardır. Tütünü ilk defa içenlerin Kızılderililer olduğu bilinmektedir.
Başlangıçta tütün yaprakları kullanılarak sigara içilmiştir, daha sonra ise ince kağıda sarılarak içilmiştir. 1881 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde, James Albert Bonsack ilk sigara makinesinin patentini almıştır.
1875’te ilk kez sahnelenen Bizet’nin Carmen operası, 1830’ların İspanya’sını konu alır ve operanın baş karakteri Carmen, başlangıçta bir sigara fabrikasında çalışmaktadır.
Tütün, 1570’li yıllarda Osmanlı İmparatorluğu’na giriş yapmıştır. Denizciler, tütünü çeşitli hastalıkların tedavisi ve keyif verici bir ilaç olarak tanıtmışlardır. Tütün ekimi, Ege kıyılarında başlatılmıştır. Bu durum, tütünün Amerika kıtasından sonra ticari bir ürün olarak ilk kez Osmanlı topraklarında yetiştirildiği anlamına gelir.
17. yüzyılın başlarından itibaren tütün tüketimi, üretimi ve ticareti genişlemeye başlamış ve İstanbul pazarlarında kendine yer bulmuştur. Ancak, 1609’dan 1649’a kadar Osmanlı İmparatorluğu’nda tütün kullanımı yasaklanmıştır.
İngilizler, Kırım Savaşı (1853-1856) sırasında Osmanlı askerlerinin sigara kullanmasını gözlemleyerek sigarayla ilk defa karşılaşmışlardır. Sigaranın devlet tekeli altına alınmasıyla birlikte, Osmanlı Devleti’nin gelirleri artmıştır.
Bu durum, sigara üretimiyle meşgul olan Rum tüccarların, o dönemde İngiliz koruması altında olan Mısır’a göç etmelerine yol açmıştır. Sonuç olarak, 1880-1915 yılları arasında Mısır’da büyük bir sigara endüstrisi ortaya çıkmıştır.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşı boyunca, Avrupa ve Amerika’da sigara, askerlere genel bir gereksinim olarak dağıtılmıştır. 1965 yılına kadar sigara tüketimi artış göstermiştir. Ancak, sigaranın zararları hakkında farkındalık arttıkça, tüketim düşmüştür. Dünya Sağlık Örgütü, 1982’de 31 Mayıs’ı Dünya Sigarayı Bırakma Günü olarak ilan etmiştir.
Sigaranın tarihçesini inceledik şimdi isterseniz birde sigaranın insan sağlığına olan zararlarına şöyle bir göz atalım...
Sigaranın insan sağlığına olan başlıca zararları nelerdir?
Sigara içmek hastalıklara ve sakatlıklara yol açmakta ve vücudun neredeyse her organına zarar vermektedir. İşte sigaranın başlıaca zararları ise şu şekildedir;
- kanser
- kalp hastalığı
- felç
- akciğer hastalıkları
- diyabet
- amfizem
- kronik bronşit içeren kronik obstrüktif akciğer hastalığına (KOAH) neden olmaktadır.
- Sigara içmek ayrıca tüberküloz, bazı göz hastalıkları ve romatoid artrit dahil olmak üzere bağışıklık sistemi sorunları riskini de artırır.
Pasif içicilik, sigara içmeyen yetişkinler arasında her yıl yaklaşık 41.000 ölüme ve bebeklerde 400 ölüme katkıda bulunmaktadır. Pasif içicilik yetişkinlerde felç, akciğer kanseri ve koroner kalp hastalığına neden olmaktadır.
Pasif içiciliğe maruz kalan çocuklarda ani bebek ölümü sendromu, akut solunum yolu enfeksiyonları, orta kulak hastalığı, daha şiddetli astım, solunum semptomları ve akciğer büyümesinde yavaşlama riski artmaktadır.
Özellikle hamilelik döneminde sigara içen anneler ve anne adayların çocuklarında sigaradan kaynaklı bir çok kalıtımsal hastalık tespit edilmektedir.
Son olarak sigaranın zararlarını sizlere anlattık siz bırakmak için daha neyi bekliyorsunuz...
