KURAKLIK KAPIDA

Türkiye’nin en önemli tarım bölgelerinden olan Ege Bölgesi’nde ve Sarıgöl Ovasında kuraklık çanları çalmaya başladı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün yağış verilerine göre bu yıl Marmara Bölgesi hariç ülke genelinde yağış miktarının düştüğü gözlemlendi. En kurak bölge olarak %87 yağış düşüşüyle Güneydoğu Anadolu bölgesi olurken Ege bölgesi ise %82.3 azalma ile 2. Sırada yerini aldı. Özellikle bu yıl üzüm bağlarında birçok bölgede yetersiz sulama nedeniyle verim alınamazken geçen yıl kapalı sistem sulama için tahliye edilen Afşar barajında ise yeterli yağış olmaması nedeniyle beklenilen su seviyesine gelinemedi. Bu yıl üreticilere yeterli sulama imkânı verilemeyen barajda su seviyesinin yok dereceye kadar düşmesi, Ovayı sulayan bir diğer baraj olan Buldan barajının da adeta can çekişmesi çiftçileri düşündürüyor.  Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre Ege bölgesi son 18 yılın en düşük Eylül ayı yağış alan bölgesi olurken Kasım ayının da kurak geçmesi bekleniyor. Üzüm bağlarının çoğalmasıyla birlikte vahşi sulama nedeniyle yeraltı sularının yer yer 400-500 metrelere kadar indiği Sarıgöl Ovasında kuraklık üzüm bağları için ciddi derecede tehlike oluşturuyor. Suların çekilmesi fay hatlarını da tetikliyor Yeraltı sularının 400-500 metrelere kadar çekilmesi ilçeden geçen fay hatlarını da tetiklediği tespit edildi. 1969 yılında 50 kişinin can kabıyla sonuçlanan 6.5 büyüklüğünde ki Alaşehir depreminde oluşan yüzey kırığı, 10 santimetre düşey hareketlilikteyken, yıllar içerisinde artarak 15 santimetreye varan düşey hareketler geliştirdi. Yılda 7-8 santimetre düşey hareketliliğin devam ettiği fay hatlarında, zaman zaman Sarıgöl Belediyesi tarafından üzerinden geçen ve çöken yollarda doldurma işlemi yapılıyor. Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen tarafından 4 üniversiteden 7 kişilik ekip tarafından 2017- 2020 yılları arasında ilçede bulunan hareketli fay hatlarında yapılan Jeofizik ölçümler sonucunda yayınlanan rapor uluslararası bir dergide bilim dünyasıyla paylaşıldı. Rapora göre; ‘Sarıgöl fay hatlarında gerçekleşen düşey hareketliliğini yer altı sularının çekilmesi hızlandırıyor’ tespitinde bulunması Sarıgöl Ovası için kuraklık riskinin sadece susuzluk değil jeolojik tehlikenin de içine sokuyor. Oluşan doğal afetin bölgenin jeolojik doğal yapısının yanı sıra insanların doğaya yanlış şekilde müdahalesi etmesiyle büyüyor. Raporda Fay hareketliliğinin uzunca bir süre daha devam edeceği öngörülürken olası bir afeti engellemek için yer altı sularının çekilmesinin durdurulması gerektiği açıklanıyor. Sonuç olarak kış aylarında eğer yeterli yağış yağmaz kontrolsüz su kullanımında önüne geçilemezse Kuraklık Tehlikesi Sarıgöl için susuzluğun yanı sıra bir var oluş meselesi olacak gibi görünüyor.