Tekirdağ Marmara Bölgesinde yer alan ülkemizin en batısında ki bir kaç ilden biri. Doğa güzellikleri ve tarıma olan katkısı ile dikkat çeken Tekirdağ hakkında yurttaşlar pek çok soru soruyorlar. O sorulardan bir tanesi de Tekirdağ'ın en güvenli ve huzurlu ilçesi hangisi? Sorusu, bizde sizler için bu soruya yanıt aradık.
Tekirdağ'ın en güvenli ve huzurlu ilçesi hangisi?
Tekirdağ, Türkiye’nin Marmara Bölgesi’nde yer alan bir ildir ve nüfus bakımından yirmi ikinci sırada gelir. 2021 yılı itibarıyla 1.107.491 kişi yaşamaktadır. Tekirdağ, Trakya’nın güneyinde konumlanmıştır ve çevresinde İstanbul, Çanakkale, Edirne, Kırklareli illeri ile Marmara Denizi ve Karadeniz bulunur. 2012 yılında çıkarılan bir kanunla nüfusu 750.000’i aşan 14 il arasına giren Tekirdağ, Türkiye’nin 30 büyükşehir belediyesinden biri olmuştur.
30 Mart 2014’te gerçekleşen yerel seçimlerden sonra büyükşehir belediyesi olarak yönetilmeye başlanmıştır ve hizmet alanı tüm il sınırlarını kapsamaktadır. Aynı kanunla Süleymanpaşa, Kapaklı ve Ergene adında üç yeni ilçe kurulmuştur ve toplam ilçe sayısı on bire yükselmiştir.
Tekirdağ, Bizans zamanında Bisanthe (Βισάνθη) ya da Rodosto (Ραιδεστός) olarak bilinirdi. Türkler, kenti fethettikten sonra önce Rodosçuk, sonra da Tekfur Dağı adını vermişlerdir. Tekfur, Ermenice kökenli bir kelime olup Osmanlı Türkçesinde Hristiyan hükümdarlarına hitap eden bir unvandır. Kökeni tagovar olup taç giyen anlamına gelir. Cumhuriyet kurulduktan sonra tekfur kelimesi kaldırılarak yerine benzer sesli tekir kelimesi getirilmiştir.
Tekirdağ’ın tarihi Yunan kolonicilerine dayanmaktadır. Sisam Adası’ndan gelen bu koloniciler “Bisanthe” adını verdikleri bir şehir kurmuşlardır. Bu isim Bizans ile benzerlik göstermektedir. Şehir daha sonra Trakya’da hüküm süren Odris Krallığı’nın egemenliğine girmiştir. Bazılarına göre bu dönemde şehrin ismi “Rhaedestus” olarak değiştirilmiştir. Ancak Bisanthe’nin Tekirdağ merkezde değil, Barbaros beldesinde bulunduğunu iddia eden başka görüşler de mevcuttur. Romalı yazar Pliny ise Bisanthe’den ayrı olarak “Resisto” adında bir başka şehirden bahseder. Bu nedenle Tekirdağ’ın ilk isminin Resisto/Resisthon olabileceği düşünülebilir.
Tekirdağ Tarihi
Tekirdağ’da insanların yaşadığı en eski izler Karansıllı köyü civarındaki Yatak, Kuştepe ve Malkara yakınlarındaki Balıtepe adlı yerlerde bulunan Alt Paleolitik Çağ’a ait araçlardır. Bu araçlar tipolojik olarak bir milyon ile 250 bin yıl önceye tarihlendirilebilirler. Tekirdağ’ın doğusunda yer alan Menekşe Çatağı ise Kalkolitik Çağ’dan Helenistik Dönem’e kadar sürekli yerleşim görmüş bir yerdir.
Tekirdağ’ın tarihi Trakya’daki diğer şehirlerle benzerlik gösterir; ilk olarak Traklar’ın yaşadığı bölge, sırasıyla Makedon, Pers, Roma ve Bizans hakimiyetine girmiş, 1357’de I. Murat tarafından Osmanlı Devleti’ne katılmıştır. 1703 yılında Avusturya İmparatorluğu’na karşı isyan eden Macar prensi Rakoczi’yi de ağırlayan Tekirdağ, Osmanlı döneminin sonlarında Edirne vilayetinin bir sancak merkeziydi.
93 Harbi’nde (1878) Rus, Balkan Harbi’nde (1912) Bulgar ve I. Dünya Savaşı sonrasında (1920-1922) Yunan işgaline uğrayan il, Türk Kurtuluş Savaşı’nın ardından 13 Kasım 1922 tarihinde kesin olarak Türk topraklarına dahil oldu.
Naipköy, Tekirdağ’ın güneybatısında, Kızlarhöyük adıyla da bilinen bir tümülüsün bulunduğu yerdir. Burada 1984 yılından beri Tekirdağ Müzesi tarafından kazı çalışmaları yapılmaktadır. Tümülüsün içinde MÖ 325-320 yılları arasında yaşamış olan Trakya prensi Teres’in mezarı olduğu sanılmaktadır. Teres, Ganos Dağları’nın da dahil olduğu Doğu Trakya’nın hükümdarıydı.
Tekirdağ Roma Dönemi
Egnatia Yolu’nun geçtiği bölge, Roma İmparatorluğu’nun önemli bir bölgesiydi. Özellikle Doğu Roma zamanında, başkent Konstantinopolis’e tahıl sağlıyordu. Bu bölgedeki en önemli şehirler Resisto (Tekirdağ) ve Bisanthe’nin yerine Panion (Barbaros) olarak anılan şehirlerdi. Panion şehri, bir ara Theodosiopolis adını da almıştı.
Tekirdağ şehri, MS 1. yüzyılda Plinius tarafından Resisto/Resisthon olarak adlandırılıyordu. Prokopius ise ona Rhaidestos/Rhaedestos ismini veriyordu. İmparator I. Justinianus, 6. yüzyılda şehri yeniden inşa ettirdi. Ancak şehir, Balkanlardan gelen saldırganlar tarafından sık sık yağmalandı. 813 ve 1206 yıllarında Bulgarlar tarafından yapılan tahribatlar bunun örnekleridir. 1206 yılında bölgede yapılan Bulgar-Latin savaşı da şehrin adını taşıyordu: Rodosto Savaşı
Tekirdağ Osmanlı Dönemi
Osmanlılar, Çimpe Kalesi’ni ele geçirerek Avrupa’ya girdikten sonra, Tekirdağ’ı 1357 yılında Orhan Gazi’nin oğlu Murad komutasında ilk defa fethetmişlerdir. Ancak Bizans kenti geri alınca, I. Murad 1367’de padişah olarak Tekirdağ’ı ikinci kez almak zorunda kalmıştır. Tekirdağ, Osmanlı döneminde büyüyerek 17. yüzyılda 22 Müslüman, 2 Ermeni ve 6 Rum mahallesi olmak üzere toplam 30 mahalleye sahip olmuştur. Ermeni mahalleleri, Anadolu’dan Celali isyanları nedeniyle sürgün edilen Ermeniler tarafından kurulmuştur.
Transilvanya Prensi Macar II.Ferenc Rákóczi ve arkadaşları Tekirdağ’a sürülmüş ve burada ölmüşlerdir. Mezarları da Tekirdağ’dadır. Bu bilgi, Cevdet Paşa’nın Osmanlılar adlı tarih kitabında yer almaktadır.
1892 yılında Edirne Vilayet Matbaası Müdürü Şevket Dağdeviren’in kaleme aldığı salnameye göre; Tekfurdağı Sancağı’nın merkezi olan Tekirdağ kasabasında 42 mahalle, Ereğli, İnecik ve Naip adlı 3 nahiye ve 23 köy bulunmaktadır. Karışık nüfusun sayısı ise 41432’dir.
Tekirdağ Cumhuriyet Dönemi
Tekirdağ, Türk Kurtuluş Savaşı’nın ardından 20 Ocak 1921’de Teşkilat-ı Esasiye Kanunu ile il statüsü kazanmıştır. Ancak ilin merkezi olarak belirlenmesi 15 Ekim 1923’e kadar sürmüştür. Bu dönemde Tekirdağ’ın tarihinde önemli bir yer tutan bir başka olay da Atatürk’ün Harf Devrimi sonrasında yaptığı yazı dersidir. Atatürk, 23 Ağustos 1928’de Tekirdağ’a gelerek halka yeni harfleri öğretmiştir. Bu anlamlı gün, her yıl Tekirdağ merkezde “Harf İnkılabı Yıldönümü Kutlamaları” olarak anılmaktadır. Ayrıca Lozan Mübadelesi ve 1934 Trakya Olayları gibi olaylar da Tekirdağ’ın etnik yapısını değiştirmiştir.
2012 yılında yürürlüğe giren 6360 sayılı kanunla Tekirdağ büyükşehir belediyesi kurulmuş ve 2014 yerel seçimlerinden sonra faaliyete geçmiştir.
Tekirdağ, Tekir Dağları olarak bilinen ve en yüksek noktası 945 m. yüksekliğindeki Ganos Dağı (Işıklar Dağı) olan dağlık bir bölge dışında, düz bir araziye sahiptir. İlin kuzeyinde Ergene nehri akar. Ergene, oluşturduğu verimli ovalar sayesinde il nüfusunun büyük bir bölümünü yakınlarındaki yerleşim yerlerinde toplamıştır.
Tekirdağ’ın bitki örtüsü ise deniz kıyısında makilik, dağlarda ormanlık, diğer bölgelerde ise step şeklindedir. Tekirdağ’ın iklimi, Akdeniz iklimi ile karasal iklimin birleşimi gibidir. Sahil kesiminde Marmara Denizi’nin etkisiyle nem oranı yüksektir.
Tekirdağ ilinin toprakları çok verimlidir ve 1. sınıf tarım arazisidir. Yeşilliklerle kaplı geniş ve düz ovaları vardır. Türkiye’nin yağlık ayçiçek ve buğday üretiminin önemli bir kısmını sağlar. Tekirdağ ilinin batısında Malkara ve Hayrabolu ilçelerinde tarım ve hayvancılık ekonomik olarak çok gelişmiştir. Tekirdağ ilinin doğusu, Çorlu, Ergene, Çerkezköy, Kapaklı ilçeleri bölgesinde sanayi, endüstri ve tarım ekonomisi çok yüksektir.
Özellikle Çorlu,Ergene, Çerkezköy ve Kapaklı ilçeleri burada bulunan yüzlerce ve yapılmakta olan onlarca (2008 yılında 1.100 adet fabrika, 2014 yılında: 1.605 adet fabrika 6 yılda fabrika artış oranı yaklaşık Yüzde 50 artmış) fabrika vardır.
Tekirdağ merkezdeki en önemli tarım ürünleri ayçiçeği ve buğdaydır. Bu ürünler sayesinde un ve yağ sanayisi gelişmiştir. Diğer önemli tarım ürünleri merkez ilçede bulunan 2500 adet kiraz ağacı (il genelinde 50 bin) ile kuru soğandır. İlde yetişen soğanın %60’ı merkez ilçeden gelir.
1931 yılında kentte açılan Tekel İçki fabrikası ise içki üretimine başlayarak, şehirde yeni bir üretim sektörünün ortaya çıkmasını sağlamıştır. Üretilen rakılar, Tekirdağ Rakısı adıyla ülkenin en iyisi olarak tanınır. Bu fabrika, 2017 yılında kapanmıştır.
Tekirdağ, Macaristan’ın tarihi ve kültürel bağları olan bir şehirdir. Macar bağımsızlık savaşçısı Ferenc Rakoczi, 1720-1735 yılları arasında Osmanlı topraklarında yaşamış ve 17. yüzyıldan kalma bir Türk evinde kalmıştır. Bu ev şimdi bir müze olarak hizmet vermektedir ve Macaristan devletinin mülküdür. Macar turistler için önemli bir ziyaret noktasıdır.
Tekirdağ aynı zamanda Namık Kemal’in doğduğu yerdir. Namık Kemal Evi adlı bir müze, onun hayatını ve eserlerini sergilemektedir. Şehrin merkezinde Atatürk’ün gerçek boyutlarda yapılmış tek heykeli bulunmaktadır.
Tekirdağ, her yıl Haziran ayında Tekirdağ Kiraz Festivali’ne ev sahipliği yapmaktadır. Bu festival, 1962’de Kiraz Cümbüşü adıyla başlamış ve bugün kentin turizm faaliyetlerinin önemli bir parçası haline gelmiştir. Festival yaklaşık bir hafta sürer ve çeşitli etkinlikler düzenlenir.
Tekirdağ toplam 11 ilçeden oluşan bir ildir. Süleymanpaşa Merkez İlçe, Çerkezköy İlçesi, Çorlu İlçesi, Ergene İlçesi, Hayrabolu İlçesi, Kapaklı İlçesi, Malkara İlçesi, Marmaraereğlisi İlçesi, Muratlı İlçesi, Saray İlçesi ve Şarköy İlçesi Tekirdağ ilinin ilçeleri olarak karşımıza çıkıyor. Yapılan kapsamlı araştırmalar sonucunda bu ilçelerden Süleymanpaşa Merkez İlçesinin Tekirdağ'ın en güvenli ve huzurlu ilçesi olduğu kanaatine varılmıştır.
Kaynak: Enes Kocatürk