Usulsüz vusul olmaz derler. Usul üsluptur, üslup dildir. Ağızdan çıkan her kelime önemlidir. Gönülde ne varsa, dile o yansır. Söz yeri geldiğinde kılıçtan keskin, oktan sivridir. Söz ya girdiği gönlü...

Usulsüz vusul olmaz derler. Usul üsluptur, üslup dildir. Ağızdan çıkan her kelime önemlidir. Gönülde ne varsa, dile o yansır. Söz yeri geldiğinde kılıçtan keskin, oktan sivridir. Söz ya girdiği gönlü gülistan eder ya da haristan eder. Usul, yoldur, yordamdır. Usul kişiyi hedefe götüren pusuladır. Ağızdan çıkan söz, karşıda uyuyan düşmanı uyandırır ya da dostu sevindirir. İyi ya da kötü insan yoktur. Her insanın içinde iyilik de kötülük de vardır. Siz ağzınızdan çıkardığınız ve karşınızdakine yönlendirdiğiniz kelimelerdeki o kişinin içindeki iyiliği ya da kötülüğü uyandırırsınız. Her kelamın bir melek tarafından taşındığını düşünün. O zaman her kelamı hece hece düşünür, her kalemi nokta nokta ölçerek kullanırsınız. “Sözü tartmadan söyleyen, aldığı cevaptan incinmesi” diyor Mevlana. Sözü tartmalı, karşındakine bakmalı insan. Sözü anlayana, anlayabileceği kadar söylemeli. Ne çok, ne az söylemeli. Arife sorumuşlar “Uzun konuşanı ne yapmalı?” diye. Cevap “Uzun konuşanı kısa dinlemeli” olmuş. Her birimizin bir kelime hazinesi vardır. Bizler sahip olduğumuz kelimelerle düşünür, onlarla dua eder, sahip olduğumuz kelimelerle rüyalar görürüz. Kelimeleriz bizi ve kişiliğimizi inşa eden unsurların başında gelirler. Kelimeler rengimizi belli eder, kelimeler şahsiyetimizi yansıtır. Üstad Necip Fazıl kelimeler konusunda çok dikkatli davranır, kimin hangi kelimeyi kullandığına dikkat eder, kelimeler konusunda aşırı titiz davranırdı. Üstada sormuşlar “Üstad kelimelere neden bu kadar dikkat ediyorsunuz, kelimeler konusunda neden titizleniyorsunuz? Örneğin hakikat yerine gerçek desek, ne kaybederiz?” Necip Fazıl “ Hakikati kaybederiz” diye cevap vermiş. Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Bal ile yağ ede bir söz. Düşmanı dost eylediği gibi, dostunu da düşman eder bir söz. “Bir kelimenin,insanın hayatını değiştirdiği çok görülmüştür” der Balzac. Bir adama bir kamyon çarpar bir şey olmaz da, bir söz adamın belini kırar. Söz var tamir eder, söz var tahrip eder. Büyük psikiyatrist Dr. Mazhar Osman “Reçete denen illeti her hekim bir şekilde yazar. Gerçek şifa ruha üflenen iki tatlı kelamda gizlidir” diyerek taşı gediğine koymuş. Söz üstadlarına, dil ve gönül dostlarına, usül ve üslup bilenlere yürekten selamlar, saygılar. Dr. Muzaffer Yurttaş